Creutzfeld-Jakob Hastalığı nedir ve nasıl oluşur?
Deli dana hastalığı ile yakından akraba, bazen Yabancı El Sendromu'na ve Akinetik Dilsizlik'e sebep olan beynin proteinler tarafından kemirildiği bir viral hastalık. Adını hastalığı ilk teşhis eden hekimden almıştır.Belirtileri kafa karışıklığı, hafıza kaybı, koordinasyon kaybı, istemdışı kas spazmı, kaşıntı, felç, uykusuzluk, ruh halinde ani değişiklikler, depresyon, muhakeme bozukluğu, görme bozukluğu, bunama ve paranoya.
Prion denen, suda erimeyen proteinler beyine nüfuz ettikten sonra hücre fonksiyonlarını bozup hücrenin ölümüne neden olur. Prionlar katlanarak çoğaldıkça, ölen beyin hücrelerinin sayısı da katlanır ve beyin dokusunda küçük delikler oluşur. Dolayısıyla beyin sünger kıvamına gelir. Creutzfeldt-Jakob Hastalığı'nın kesin bir tedavisi yok. Hastalığın gidişatında önce zihin karışıklığı ve hafıza kaybı; ardından bunama, paranoya ve daha başka zihinsel bozulmalar yaşanır. Bunların ardından ise fantom kaşıntıları, motor becerilerin kaybı, kasılma ve nöbetler gelir. Gözlerde kör noktalar oluşur.daha sonrasında biçimler tanınmaz hale gelir. İlk belirtiler görüldükten sonra iki yıl içinde hasta komaya girer ve ardından hayatını kaybeder. Creutzfeldt-Jacob Hastalığı aileden geçmiş olabileceği gibi kendiliğinden de oluşabilir. Bu konuda kesin ve kanıtlanmış bir çalışma yok ancak ilk belirtilerini bedene girdikten otuz sekiz yıl sonra gösteren vakalara da rastlanmış. Ortalama yirmi yıllık bir kuluçka süresi olduğu varsayılıyor. Hastalığın genelde yaşlı insanlarda görülmesi de bunu kanıtlar nitelikte zaten. Ancak ingiltere'de ortaya çıkan hastalık günümüzde gençlerde de daha sık görülmeye başlanmış. Hatta bir dönem İngiltere'de bu hastalıktan ötürü donörlük engellenmiş. Ne yolla bulaştığı bilinmese bile hastalığın bazı kontrol yöntemleri var.
Koruyucu önlemler: hastalardan doku nakli yapılmamalı, eeg elektrotları ve diğer cerrahi aletler çok iyi sterilize edilmelidir. Et ve süt ürünleri ile bulaşım gösterilememekle beraber bse olan sürülerden tüketim yasaklanmıştır. Kan transfüzyonları da bulaşıcı gösterilememiştir fakat yine de yüksek riskli gruplardan kan bağışı alınmamalıdır. Önlem olarak vcjd'nin bulaşmasını önlemek için ağustos 1999'da Amerika ve Kanada'da alınan bir kararla 1 ocak 1980-31 aralık 1996 arasında uk ve kanal adaları'nda 6 ay geçirmiş insanlardan kan bağışı kabul edilmesini yasaklamışlardır. ayrıca usa dışındaki sığır kaynaklı insülin kullananlar ve başka enjeksiyon yoluyla sağlık ürünleri kullananlar da bu gruba sokulmuştur. Bunun dışında dışarıdan alınan büyüme hormonlarından da uzak durmak gerekir çünkü onlar genellikle kadavralardan elde edilir ve aralarında, hastalığa yakanlandığı halde ölmeden önce belirti göstermemiş enfekte kadavralar bulunabilir.
Ülkemizde ise hastalık mayıs 2005'te Mudo mağazalarının ortaklarından olan Ayşe Soysal'ın hastalığa yakalanmasıyla tanınmış. Hastalık önceleri deli dana ile karıştırılmış ancak daha sonra doktoru tarafından bu yanlış algı düzeltilmiş. Bu vakadan sonra doktoru Prof. Dr. Oğuzhan Çoban'ın hastalık hakkında yaptığı bilgilendirmeler yukarıdakilerin özeti olmuş.